Nefis, cesedin ne halde olduğunu görmek istediği vakit, isterse daha önce yıkanmış olsun cesed yıkanırken kendisini onun yanında bulur.
Başının yanma oturur ve yıkanma işi bitinceye kadar orada kalır.
Allah (C.C.) sâlih kullarından kimi dilerse onun gözünden perdeyi kaldırır. O da dünyadaki sureti üzere onlan seyreder.
Anlatıldığına göre bir zât, ölen oğlunu yıkadı. O sırada bir de baktı ki, oğlunun ruhu kendi suretine bürünmüş vaziyette başının yanında oturuyor.
O zât, bu durumu görünce hayal zannıyle korkuya kapıldı.
Onu gördüğü tarafı terkedip öbür tarafa geçti. Fakat o hâlâ kendisine doğru bakıyordu. Tâ ki, ölü, kefenine konuluncaya kadar bu böyle devam etti.
Yine sâlihlerden bir zâtın rivâyetine göre, kendisi bir ölüye hitap etmiş ve: “Falan nerede? Ruh nerede?” diye sormuştu.
O sırada kefen, göğüs tarafından iki yada üç defa kabarıp dalgalandı.
Rebi’ b. Heysem’den rivayete göre bir ölü, kendisini yıkayanın elinde kıpırdayıp hareket etmişti.
Onu yıkayan alim ve sâlih kişi anladı ki, ölü
konuşmaktadır.
Dikkatle onu dinledi.
• •
Ölen kişi, Hz. Ebu Bekir (R.A.) zamanından bahsederek onun faziletlerini anlatmış ve yine Hz. Ömer (R.A.)’ın faziletlerini anlatmıştı.
İşte o nefis, melekûtî bir şeyi müşahede eden nefisdir. Cenab’ı Allah dilediğinin duyu organlarından sır perdesini kaldırır.
Ölü kefenlendiği vakit Ruh, göğse sarılmış vaziyette olur.
Onun bir sesi ve gürültüsü vardır.
Şöyle der:
“Çabuk beni Rabbimin Rahmetlerinden herhangi birine tevdi ediniz. Keşke benim bildiklerimi siz de bilseydiniz. Beni ona götürünüz.”
Eğer Şakî ve Cehennemlik bir kul olduğu kendisine bildirilmişse o vakit de şöyle der:
“Beni herhangi bir azaba doğru yavaş götürün. Keşke benim bildiklerimi siz de bilseydiniz. Beni ona götürünüz.”
İşte bu sebepten dolayı yanından bir cenaze geçtiği vakit Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz ayağa kalkardı.
Buharî’nin Sahîh’inde bildirildiğine göre, bir-gün Peygamber (S.A.V.) Efendimizin yanından bir cenaze geçti.
Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz ona ta’zim için ayağa kalktı.
Kendisine dediler ki:
“Ey Allah’ın Resûlü! Bu bir Yahudidir.” Bunun üzerine Efendimiz buyurdu ki:
“O da nefis taşıyan biri değil midir?”
Allah (C.C.)’ın Resûlü işte böyle davranıyordu. Çünkü kendisine Melekût âleminin sırlan açılmıştı.